Stalin'in Serfleri " KULAKLAR"
Stalin'in Serfleri " KULAKLAR"
1928'den 1937'ye kadar devam eden ve Stalin dönemini karakterize eden başat politikaların başında gelen "Kolektifleştirmeyi" sadece yeni bir toprak rejimine ve toplumsal yapıya geçiş olarak ifade etmek yanlış olur.
Bu rejimde köylü sadece topraksızlaştırmakla kalmamış, büyük bir nüfusun ülkenin en uzak noktalarına nakli ile Rusya'nın uzak noktalarında yeni bir sınıf ve yeni bir iş gücü yaratılmıştır.
Toprağa bağlı kölelik olan serflik adete yeni bir biçimde zuhur etmiştir.
Çalışma kampları yoluyla 1862 öncesi serflik sistemine tam bir dönüş gerçekleşmiştir.
Köylüler " kulak tasfiyesi " adı altında ülkenin en uzak bölgelerine aileleri ile birlikte sürgün edilmiştir.
Kulak " zengin köylü"demektir. Bunun dışında" orta köylü" ve "yoksul köylü" statüsüde vardır.
Bu statü ülkenin sosyalist hukuk sisteminin koruyuculuğu altında olmayan ve tam bir vatandaşlığa da tekabül etmeyen özel bir statüdür.
Bu insanlar her hangi bir mahkumiyet almamışlardır.
İkamet ettiği ilçe içerisinde oluşturulmuş troyka tarafından haklarında verilen “kulak" vasıflandırması dışında özel bir mahkumiyet kararı da yoktur.
Bu troykaların işi budur.
Her köylü ailesinin kapısına bu tabelalardan birini yapıştırmak.
Bu troykalar birine" kulak" dediği anda, bu statüyü alan kendisi eşi,çocukları,anne ve babası ile birlikte ülkenin en uzak noktasında oluşturulmuş bir çalışma kampında ölünceye kadar ikamet ve çalışma yükümlülüğü altına girmiş demektir.
Bunlar çalışmak dışında, hiçbir vatandaşlık hakkına sahip değildir. Kendilerinin bu statüsü çocuklarına ve yakınlarına otomatik olarak geçerek , çocukları da kamp adı verilen bu yerlerde ömür boyu kalacaktır.
Bulunduğu çalışma alanını bölge komutanının izni olmadan geçici olarak terk etmesi halinde ağır para ve çalışma cezası ile karşılaşacak. Gözünü karartıp kaçmaya teşebbüs etmesi halinde, ölüm cezasından kurtulsa bile 20 yıl boyunca daha da ağır çalışma cezasına çarptırılacaktır.
1929 yılı Şubat ayında başlayan süreçte ilk aşamada toplam 1.803.392 kişi olmak üzere 381.026 aile çalışma kamplarına gönderilir. Toplam sayı konusunda bir tahminde bulunmak mümkün değildir. Süreç içerisinde 30 milyon kişinin çalışma kamplarına gönderildiği tahmin edilmektedir.
Stalin’in hemen ölümünden sonra 1953 mart ayında Beria Merkez Komiteye sunduğu raporda mahkumlarla beraber 2.526.402 kişiden bahsederken, Voroşilov ‘un 1954 yayınlanan raporda ise SSCB İçişleri Bakanlığına göre özel yerleşim yerlerinde 884.057'si 16 yaş altı çocuk olmak üzere toplam 2.819.776 kişi bulunmaktadır.
Raporları karşılaştırdığımızda Beria’nın rakamı ile Voroşilov’un rakamının aynı kişilerden oluşmadığını anlıyoruz. Çünkü Beria’nın raporunda bahsettiği mahkumların büyük kısmı nisan 1953 yılında çıkan af kanunu ile serbest bırakılmıştır.
Yani 1954 yılında bile 5 milyona aşkın bir insan zorunlu çalışma kamplarında bulunmaktadır.
Çalışma kamplarında yaşayanları 884.057'sı 16 yaş altı çocuktur. Bunların büyük kısmı çok küçük yaşlardan itibaren kamptadır. Kamp dışındaki bir yaşamın nasıl olabileceği konusunda en küçük bir tasavvuru yoktur.
Raporu düzenleyen Meraşal Voroşilov ‘un hayatı boyunca Stalin’in en yakınında duran kişi olduğunu hatırladıktan sonra 24 Şubat 1954 tarihinde Malenkov ve Hruşçev’e verdiği rapora kısaca göz atalım.
“.........Mevcut düzenlemelere göre özel komutanlık ofisi komutanının izni olmadan ayrılma hakkı yoktur ve özel komutanlığın kapsadığı alan 1000 m2'den küçüktür. Bu durum, pek çok özel yerleşimcinin kendi uzmanlık alanlarında iş bulmasını, iş seyahatlerine çıkmasını, tedavi görmesini ve diğer kişisel ve resmi işlerini imkansız hale getiriyor. Yerleşim alanından izinsiz ayrılma, kaçış olarak kabul edilir ve cezai sorumluluk doğuruyor.
Özel yerleşimcilerin aylık olarak özel komutanlığa rapor vermeleri, özel komutanlığın tüm emirlerine uymaları ve rejimi ve kamu düzenini ihlal etmeleri durumunda 100 rubleye kadar para cezası veya 5 güne kadar. tutuklama şeklinde idari cezalara tabi olmaları gerekmektedir.
Yerleşim alanlarında toplumsal açıdan yararlı işlerden kaçınmaktan dolayı, özel yerleşimciler zorunlu çalışma kamplarında 8 yıl, yerleşim alanlarından izinsiz ayrılma (kaçma) durumunda ise 20 yıl ağır çalışma cezasına tabidir.
Özel yerleşimciler için oluşturulan bu kadar aşırı katı bir rejim, kaçınılmaz olarak çok sayıda ihlal vakasına yol açmakta ve özel komutanlık ofisleri çalışanları açısından özel yerleşimcilere karşı kanunsuzluk olgularına yol açmaktadır.
Özel yerleşim yerlerindeki yerleşik rejimin olumsuz yönleri, özellikle özel yerleşimcilerin çocukları üzerinde ciddi bir etkiye sahiptir.
Özel yerleşimcilerin çocukları 16 yaşına geldiklerinde artık tüm kısıtlamalarla birlikte özel yerleşim yerinin kişisel kaydına alınıyor, yani onlar da özel yerleşimci oluyorlar. Özel komutanlık makamının dışına çıkma hakkına sahip olmayan özel yerleşimcilerin çocukları, yüksek öğrenimin yanı sıra orta öğretim alma fırsatından da sıklıkla mahrum kalıyor; spor müsabakalarına veya amatör sanat gösterilerine katılamıyorlar; yeteneklerine ve eğilimlerine göre meslek seçmeleri son derece sınırlıdır.
Özel yerleşimcilerin tüm çocuklarının özel yerleşim birimine kayıtlı olması nedeniyle, özel yerleşimcilerin toplam sayısı her yıl çocuklar pahasına artmaktadır. Böylece 1945-1952 yılları arasında doğan 360.545 çocuk aileye, 16 yaşını doldurmuş 332.739 çocuk ise özel yerleşim birimine kaydedilmiştir.
Merkezi yetkililer, özel yerleşimcilerden, aşırı kısıtlayıcı kısıtlamaların kaldırılması, onlara tüm Sovyet vatandaşlarıyla eşit temelde ekonomik ve kültürel inşaatta yer alma fırsatının sağlanması yönünde talepte bulunan çok sayıda başvuru ve şikayet alıyor.” demektedir.
Bu tabloya ” sosyalist kolektifleştirme” olarak bakmak için ağır bir ruhsal sağlık problemine sahip olmak gerekir.
1930’lardan itibaren “ büyük sosyalist kalkınma ve büyük sanayileşme ” adı altında vazedilip önünde secde edilen modelin özü, 1862’de kaldırılan serfliğin ,1930’dan itibaren hortlatılarak tüm sisteme hakim olmasına dayanmaktadır.
İLK ADIM ;
1 Şubat 1930'da, SSCB Halk Komiserleri Konseyi ve SSCB Merkezi Yürütme Komitesi, "Tam kollektifleştirme alanlarında tarımın sosyalist yeniden inşasını güçlendirmeye ve kulaklarla mücadeleye yönelik tedbirler hakkında" başlığı ile bir karar yayınladı.
Belge, bireysel köylü çiftliklerinde arazi kiralama ve kiralık emek kullanma hakkını kaldırıyordu. Yalnızca “orta köylüler” ile ilgili olarak ilçe ve bölge yürütme komitelerinin özel ortak kararına dayanarak bir istisna yapılabilirdi. Ancak bu politika büyük köylü çiftliklerinin yıkılmasına yol açtı ve çok geçmeden "orta köylüler" kulak olarak görülmeye başlandı.
Yerel yönetimlere, "Kulakların mülklerinin tamamen müsadere edilmesine ve belirli ilçe ve bölgelerden (bölgelerden) tahliye edilmesine kadar" olağanüstü yetkiler verildi. Kulakların devlete ve kooperatif organlarına olan yükümlülüklerinin ödenmesine ayrılan kısım hariç, el konulan mülkler, onlara katılan yoksul insanlara ve tarım emekçilerine katkı olarak kolektif çiftliklerin fonlarına aktarılacaktı.
Mülksüzleştirme ve sınır dışı etme prosedürü, Merkezi Yürütme Komitesi ve Halk Komiserleri Konseyi'nin 4 Şubat tarihli gizli talimatlarında ve Birleşik Devlet Siyasi İdaresi'nin (OGPU) 2 Şubat tarihli emrinde belirtildi.
Bu emirde tamamen kollektifleştirme alanlarında, kulakların üretim araçlarına, hayvancılığa, çiftlik ve konut binalarına, imalat ve ticaret işletmelerine, gıda, yem ve tohum stoklarına, nakit paraya ve "ev mülk fazlası"na el konulması emredildi.
Alınan tebdirler sadece kulakları değil, aynı zamanda kendi kendine yeterlilikleri ve özerklikleri nedeniyle devlete tehdit oluşturan bireysel köylüleri de ortadan kaldırmayı amaçlıyordu. Kararnamenin uygulanması, ülke genelinde köylülerin silahlı ayaklanmalarına neden oldu ve bunları bastırmak için birlikler gönderildi.
Yalnızca 1930'da 2,5 milyondan fazla köylü direnişe geçti.
Yaklaşık 14.000 eylem kaydedildi.
1 Temmuz 1930'a kadar köylü çiftliklerinin % 23,6'sı kollektif çiftlikler halinde birleştirildi (1 Temmuz 1929'daki% 3,9'a karşılık) ve devlet çiftliklerinin sayısı arttı. Kitlesel mülksüzleştirme süreci ancak kooperatif çiftliklerinin sayısı %60'ı aştığında önemli ölçüde yavaşladı.
Voroşilov raporundan sonra 13 Ağustos 1954'te SSCB Bakanlar Kurulu'nun "Eski kulaklardan özel yerleşim yerlerine getirilen kısıtlamaların kaldırılmasına ilişkin" kararıyla “Kulakların sınıf olarak ortadan kaldırılması politikasının uygulanmasına “ ilişkin süreçler durduruldu.
Aşağıda sürece rehberlik eden 4. şubat 1930 tarihli gizli talimat yer almaktadır.
Merkezi Yürütme Komitesi ve SSCB Halk Komiserleri Konseyinin, Birlik ve özerk cumhuriyetlerin Merkezi Yürütme Komiteleri ve Halk Komiserleri Konseylerine, bölgesel ve bölgesel yürütme komitelerine,” kulakları tahliye etme, mülksüzleştirme ve mülklerine el koyma tedbirlerine ilişkin “ gizli talimatları .
4 Şubat 1930
ÇOK GİZLİ.
Dağıtım: OGPU, SSCB Halk Komiserleri, SSCB Maliye Halk Komiserliği, SSCB Halk Ticaret Komiserliği (kişisel olarak Halk Komiserlerine)
Konu: Bu yıl 2 Şubat'ta İzvestia'da yayınlanan, tamamen kollektifleştirme alanlarında tarımın sosyalist yeniden örgütlenmesini güçlendirmeye ve kulaklarla mücadeleye yönelik önlemlere ilişkin Merkezi Yürütme Komitesi ve SSCB Halk Komiserleri Konseyi'nin kararına açıklık getirilmesi , Kolektifleştirmenin gerçekleştiği tüm bölgelerde derhal uygulanması gereken tedbirler.
I. Kulakların tahliyesi ve yeniden yerleştirilmesi 3
1. Kulakların yoksul ve orta köylülüğün belirli katmanları üzerindeki etkisini kararlı bir şekilde engellemek ve Sovyet hükümetinin kolektif çiftliklerle ilgili aldığı kararların uygulanması sırasında, uygulanan önlemlere karşı kulakların karşı-devrimci muhalefetine yönelik her türlü girişimi kayıtsız şartsız bastırmak için :
a) En zengin kulaklar ile yarı toprak sahipleri SSCB'nin uzak bölgelerine ve belirli bir bölge içindeki uzak bölgelerine tahliye edilecektir.
b) Yaşadıkları bölgede kalan kulaklar, kollektif çiftliklerin dışında kendilerine tahsis edilen yeni arazilere yerleştirilecektir.
Not: Sevkiyatın örgütlenmesi ve kulakların SSCB'nin uzak bölgelerine fiili naklinde OGPU görevlendirilmiştir. Kulakların belirli bir bölgenin uzak bölgelerine nakledilmesinde bölgesel yürütme komiteleri, Kulakların belirli bir bölgeye yerleştirilmesinde ise ilçe yürütme komiteleri görevlendirilmiştir.
2. Tahliye edilen ve yeniden yerleştirilecek kulakların sayısı bölgedeki gerçek kulak çiftliklerinin sayısına bağlı olarak bölgelere göre kesin bir şekilde farklılaştırılmakla birlikte , tüm bölgelerde tasfiye edilen çiftliklerin toplam sayısı ortalama % 35 civarında olacaktır.
Bu talimat (%35) baskının gerçek kulak çiftlikleri üzerinde yoğunlaştırması ve elbette bu tedbirlerin orta köylü çiftliklerinin herhangi bir bölümüne yayılmasını önlemeyi amaçlamaktadır.
3. Tahliye edilen kulak çiftliklerinin listeleri (1. Maddenin “a” bendi), kollektif çiftçiler ve tarım emekçileri toplantıları ve yoksul köylü toplantılarının kararlarına dayanarak bölge yürütme komiteleri tarafından oluşturulur ve üst makamların talimatları uyarınca bölge yürütme komiteleri tarafından aşağıdakilere uygun uygulanır.
Geri kalan kulak hanelerinin yerleştirilmesine ilişkin prosedür (1. Maddenin “b” bendi) bölge yürütme komiteleri tarafından belirlenir.
4. Tahliye edilen kulakların aile üyeleri, isterlerse ve ilçe yönetim kurullarının onayıyla, geçici veya kalıcı olarak önceki bölgede (okrug) kalabilirler.
II. Kulakların mülklerine el konulması
5. Bütünüyle kollektifleştirilecek alanlarda, kulakların üretim araçlarına, hayvancılığa, çiftlik ve konut binalarına, endüstriyel ve ticari işletmelere, gıda, yem ve tohum stoklarına, fazla ev mülküne ve nakit paraya el konulacaktır.
6. Kulakların mülklerine el konulurken, onlara yalnızca en gerekli ev eşyaları, yeni yerdeki işlerinin niteliğine uygun bazı basit üretim araçları ve ilk kez gerekli olan asgari yiyecek malzemeleri bırakılmalıdır.
Kulaklardan nakit paraya el konulduğunda, onlara yeni bir yere taşınmak ve yerleşmek için gerekli olan belirli bir asgari miktar (aile başına 500 rubleye kadar) bırakılacaktır.
Yeniden yerleştirilen kulaklar (1. maddenin "b" bendi) için belirli bir bölge veya ilçe içerisinde yine kendilerine tahsis edilen alanlarda, kulakların aileleri (4. madde) için, müsadere sırasında üretim araçları, ekonomiyi sürdürmek için gereken asgari miktarda bırakılır.
7. Tüm kulaklardan tasarruf defterleri ve devlet kredisi tahvilleri alınarak, NKFİ'in ilgili birimlerine saklanmak üzere gönderildiklerine dair makbuz düzenlenerek envantere girilir. Tasarruf bankalarındaki her türlü mevduat ödemesi ve tam kolektifleştirme alanlarında tahvillerle güvence altına alınan kredilerin verilmesi kesinlikle sona erecektir.
8. Kooperatif birliklerindeki tüm kulakların hisseleri ve katkıları yoksulların ve tarım emekçilerinin kollektifleştirilmesi fonuna aktarılır ve sahipleri her türlü işbirliğinin dışında tutulur.
9. Kulakların mülklerine el konulması, köy meclislerinin, kolektif çiftlik temsilcilerinin, tarım işçisi-yoksul gruplarının ve tarım işçi komitelerinin zorunlu katılımıyla özel yetkili bölge yürütme komiteleri tarafından gerçekleştirilir.
Müsadere sırasında, el konulan mülkün doğru bir envanteri ve tespiti yapılır; el konulan mülkün tam güvenliğinden köy meclisleri sorumlu tutulur.
10. Arazi ve el konulan mülkleri devralan kolektif çiftlikler, devredilen arazinin tamamen ekilmesini ve pazarlanabilir ürünlerin devlete teslimini sağlamalıdır.
11. Kulaklardan el konulan konutlar, köy meclislerinin ve kolektif çiftliklerin kamusal ihtiyaçları ile kollektif çiftliklere katılanların ve kendi konutu olmayan tarım işçilerinin barınması için kullanılıyor.
12. Kulak unsurlarının müsadereden önce mülklerini tasfiye etmek için her hangi bir süre verilmeden hemen dikkate alın) kulaklardan el konulan mülklerin sıkı muhasebesi ve uygun şekilde kullanılması için tüm yürütme komitelerinin titizlikle dikkat etmesi gerekir.
13. Yeniden yerleştirilen kulak haneleri (1. Maddenin “6” bendi) ve belirli bir bölge veya bölgede kalan tahliye edilmiş kulakların aileleri (4. Madde) ile ilgili olarak aşağıdaki ilkeler rehberlik edecektir.:
a) İlçe yürütme komiteleri yerleşim yerlerini belirtmelidir; böylece belirlenmiş alanlarda yerleşime yalnızca özel komiteler (troikalar) 4 veya ilçe yürütme komiteleri tarafından atanan ve ilçe yürütme komiteleri tarafından onaylanan yetkili temsilciler tarafından yönetilen küçük köylerde izin verilir;
b) Yeniden yerleştirilenlere, pazarlanabilir ürünleri devlet ve kooperatif organlarına teslim etmek üzere belirli üretim görevleri ve yükümlülükleri verilir;
c) Bölge yürütme komiteleri, yeniden yerleştirilen kulakların özel çalışma birliklerinde ve kolonilerde ağaç kesme, kök sökme, ağaçlandırma, inşaat, yol, ıslah, orman yönetimi ve diğer işlerde işçi olarak acilen istihdam edilmelidir.
14. Kızıl Ordu askerlerinin ve Kızıl Ordu komuta personelinin aileleri için malların tahliyesi ve müsadere edilmesi kuralı geçerli değildir.
15. Aile bireyleri uzun süredir fabrikalarda çalışan Kulaklar konusunda özellikle dikkatli olunmalı ve sadece köyde değil, fabrika teşkilatlarında da ilgili kişiler hakkında gerekli her türlü araştırma yapılmalıdır.
Birlik Cumhuriyetleri Halk Komiserleri Konseyleri ve bölgesel (bölgesel) yürütme komiteleri, kitlesel kolektifleştirme çalışmasının çıplak mülksüzleştirmeyle değiştirilmesinin kabul edilemezliğine tüm ilçe ve ilçe yürütme komitelerinin ve köy konseylerinin dikkatini çekmelidir.
Kulakların mülklerine el konulması ve kulakların tasfiyesi, yoksullara, orta köylülere ve çiftlik emekçilerine güvenme ilkesiyle bağlantılı olarak , tam kolektifleştirme süreciyle ayrılmaz bir şekilde gerçekleştirilmelidir.
Kulakların sınıf olarak ortadan kaldırılması sürecinde bu idari önlemlerin ve Sovyet hükümeti tarafından belirlenen görevlerin başarılı bir şekilde yerine getirilmesi, köyün yoksul-orta köylü ve tarım işçisi kitlelerinin kolektifleştirme temelinde gerçek örgütlenmesiyle eş zamanlı olarak köylerin sosyalist yeniden örgütlenmesi ile birlikte başarıya ulaşacaktır.
Yukarıdaki tedbirlerin tamamının, birlik cumhuriyetlerinin Halk Komiserleri Konseyi ve bölgesel (bölgesel) yürütme komitelerinin sürekli, aralıksız denetimi, liderliği ve onların sorumluluğu altında, sıkı bir şekilde organize edilmiş bir şekilde yürütülmesi gerektiği vurgulanmalıdır.
Kulakların tasfiyesinin azami hızla gerçekleştirilirken,aynı zamanda bahar ekim kampanyası hazırlıklarında hiçbir şekilde tavsamaya neden olunmaması tam tersine başarılı bir şekilde uygulanmasına katkıda bulunmasını sağlamak ve bu tedbirlerin doğru uygulanması için her türlü önlem alınmalıdır. .
SSCB İcra Komitesi Merkez Başkanı M. KALININ
SSCB Halk Komiserleri Başkanı A. RYKOV
SSCB Yürütme Komitesi Merkez Sekreteri A. ENUKIDZE
2 Bu talimat, hükümet organlarının çeşitli düzeylerdeki mülksüzleştirme faaliyetlerini düzenlemektedir. Talimatların kopyaları, örgütsel olarak, bu cezai eylemi kaynak ve finansmanla sağlamaya çağrılan kişilerin komiserliklerinin ve departmanlarının liderlerine gönderildi.
3 1930 belgelerinde mülksüzleştirileceklerle ilgili çeşitli tanımlar kullanılıyordu.
Merkez Komite Politbüro Komisyonu bunları üç gruba böldü.: ilk kategori tutuklama ve yargılamaya tabi tutuldu, ikincisi uzak bölgelere sürgün, üçüncüsü - özel olarak belirlenmiş ikamet alanı içinde ikamet zorunluluğu Hükümet organlarının kararlarında “sınır dışı edilmek”, “tahliye edilmek” (ikinci kategorinin eşanlamlısı) ve “yeniden yerleştirme” (üçüncü kategorinin eşanlamlısı) “kulaklar” terimleri de kullanıldı. “Yeniden yerleştirilen” çiftlikler terimine daha geniş bir anlam kazandırıldı.
4 Kompakt yerleşimi (bir grup köy) organize ederken, adayları bölge aktivistleri arasından seçilen komitenin bir başkanı, bir üyesi ve bir sekreterinden oluşan köyleri yönetmek için bir komite (troyka) oluşturuldu. Bölge düzeyinde üçlü şunlardan oluşuyordu: RIK başkanı, GPU komiseri ve RAO (polis) başkanı.
Yorumlar
Yorum Gönder